1. Haberler
  2. Gündem
  3. “İzmir’e kullandırılmadı, bu meseleyi herkesin vicdanına bırakıyorum”

“İzmir’e kullandırılmadı, bu meseleyi herkesin vicdanına bırakıyorum”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir'i sarsan deprem sonrasında oluşan orta hasarlı 5 bin 800 yapı için Dünya Bankası’yla varılan mutabakat sonrası anlaşılan kredi hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Soyer, "Sadece hazinenin garanti vermesiyle İzmir’e kullandırılabilecek bir krediyi kullanamadık. Ben bu meseleyi herkesin vicdanına, takdirine bırakıyorum. Bu millete asla yalan söylemedim, asla söylemeyeceğim. Her ne yapıyorsam İzmir için yapmaya devam edeceğim" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Aralık ayı olağan meclis toplantısının ikinci oturumu İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Tunç Soyer'in idaresinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir'i sarsan deprem sonrasında oluşan orta hasarlı 5 bin 800 yapı için Dünya Bankası’yla varılan kredinin mutabakat sürecini tüm detaylarıyla anlattı.  Dünya Bankası kredisi ile ilgili akıl almaz bir algı operasyonun aylardır sürdüğünü belirten Başkan Soyer, "İzmir kamuoyunu yanıltan kimdir? Pandemi olmasaydı 2020’nin Mart ayında Dünya Bankası heyeti İzmir’e gelecekti. Bu görüşmeler yıllarca sürebiliyor. Sonra İzmir bir deprem yaşadı. Bundan sonra acil yapı kredisi başlığıyla bir kredi çıkarmışlar. 'Biz bundan yararlanabilir miyiz'? dedik. Deprem sonrası yeniden yapılanma için 250 milyon dolar talep etmiştik. Müzakereler başladı. Yaklaşık 3-3,5 buçuk ay sürdü. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Hazine Bakanlığı, İller Bankası uzmanları da katıldı. 4 ay içinde tüm müzakereler bitti" dedi.

Kalem kalem anlattı
23 Şubat’ta Cumhurbaşkanı'nın İzmir’e geldiğini ve onunla yaptığı görüşmeyi de aktaran Soyer, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımıza aynen şunları söyledim: 'Dünya Bankası’ndan İzmir’e aktarılacak bir kaynakta anlaştık. Bunun kullanılabilmesi için hazine garantisi gerekiyor. Buna onayı verin,  bu para İzmir’e gelsin'. Ağır hasarlılarla ilgili devletin çok iyi bir mevzuatı var ama orta hasarlılar yeterince korunmuyor. Biz bu krediyi orta hasarlılar için kullanacağız. Cumhurbaşkanımız 'arkadaşlarla görüşüp size bilgi vereceğiz' dedi. 25 Şubat’ta da yazıyla talep ettik. Bugün 15 Aralık. Orta hasarlılar için 163 milyon dolar, belediye binaları için 73 milyon dolar… Ne oldu? Bu kredi şimdi durduruldu. 2 yıl önce müzakereleri yapılan illerin de içine alınacağı başka bir yere dönüştürüldü. İzmirli meclis üyeleri olarak neyi beklersiniz? Hepsi İzmir’e gelsin istersiniz öyle değil mi! Bizim 4 ay boyunca müzakere ettiğimiz 332 milyon dolarlık kaynağın tamamının İzmir’e gelmesini istersiniz değil mi? Hepiniz İzmirlisiniz. Peki, ne oldu şimdi? Manisa, Trabzon, Kocaeli gibi birçok yerle ilgili devam ediyor. Depremzedeler için 25 Şubat’ta Dünya Bankası’yla mutabık kaldığımız, sadece hazinenin garanti vermesiyle İzmir’e kullandırılabilecek bir krediyi kullanamadık. Özet budur. Bu millet kimin yalan konuştuğunu biliyor. Ben bu meseleyi herkesin vicdanına, takdirine bırakıyorum. Bu millete asla yalan söylemedim, asla söylemeyeceğim. Her ne yapıyorsam İzmir için yapmaya devam edeceğim."

İzmir’de sütün fiyatını belirleyebilir hale geleceğiz
Baysan AŞ tarafından Bayındır’da kurulan süt işleme tesisi hakkında da açıklamalar yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İzmirli sütünü İzmir’de paketleyemiyor” diyerek hayata geçmesi planlanan yatırımın önemine dikkat çekti. Paketlemenin maliyetine de değinen Başkan Soyer, piyasaya bu hamleyle müdahale edilebileceğini de vurguladı. “Tesisimiz piyasadaki fiyatın regüle edilmesi gibi bir fayda sağlayacak” diyen Soyer, “Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin kurumları aslında en çok bunu yapıyorlardı. Sonra devletin bütçesine büyük yük getirdikleri düşünüldüğü için özelleştirildi. Onların ortadan kalkmasıyla bugün gübre, süt şu kadar oldu, yarın ne olacak belli değil. Piyasada fiyatı özel sektör belirliyor. Kamunun fiyat belirleme gücü kalmadı. Geçen sene Menderes’teki üreticiden salatalık aldık. Sonra ‘belediye şu kadardan alıyor’ denildi ve salatalığın fiyatı belediyeden ucuz olamaz hale geldi. Burada kamu eliyle biz sütün fiyatını İzmir’de belirleyebilir hale geleceğiz. Küçük üreticinin büyük ölçekte üretim yapanlarla mücadele edebilmesi, korunması için onun da ihracatçı hale getirilmesi lazım. Peki nasıl olacak? Büyükşehir var. Büyükşehir gücünü kullanacak o üreticinin ürününü ihraç etmesinin de önünü açacak. Baysan, büyükbaş hayvan sütü de işleyecek ama ağırlığını küçükbaş hayvan olarak sürdürecek” dedi.

Yarattığımız kamu menfaati bütün İzmirliyi memnun edecektir
Katma değeri büyütmek ve uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırmak için çalıştıklarını kaydeden Soyer,  sözlerini sürdürdü:
“Keçi sütünü inek sütüyle karıştırdığınız zaman o değeri ortadan kaldırmış oluyorsunuz. Ama onu ayrı işlediğiniz zaman pazarlama imkanı da buluyorsunuz. Ama hem piyasa fiyatını regüle ederek hem küçük üreticinin satmasını mümkün kılarak yarattığımız kamu menfaati bütün İzmirliyi memnun edecek bir menfaattir. Eğer üretici doğduğu yerde doymuyorsa ülkenin içindeki denge bozuluyor. Eğer üretici doğduğu yerde doyuyorsa göçün önünü kesmiş oluyorsunuz. Bunlar kamucu politikalar. Bizler kamucu politikalar üretmeye devam edeceğiz. Daha çok üretici pazarı açmak zorundayız. Halkın Bakkalı; Türkiye’nin her yerinden kooperatiflerden ürün alıyor. Son 2 ayda Halkın Bakkalı 12 milyon TL’lik satış yaptı. İzmirliler alışverişi yapmaya başladılar. İnternet üzerinden alışveriş yapılıyor. Sendikayla da anlaşıldı, personelimize verilen kartlarla oradan alışveriş yapılması sağlanıyor. Bunlar Türkiye’nin medarı iftiharı projeleridir. İçiniz rahat olsun. İzmir Büyükşehir Belediyesi kamu kaynaklarını en iyi kullanan belediyedir. Bunlar hem üreticiden hem tüketiciden yana projelerdir.”
Mecliste kentte süt işleme tesisinin hayata geçirilmesi amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketi Baysan AŞ’nin 66 milyon 405 bin 674 TL’lik rüçhan hakkının kullanılarak 8 milyon 607 bin 748 TL ayni, 58 milyon 74 bin 204 TL ise nakdi olarak karşılanması için karar alındı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“İzmir’e kullandırılmadı, bu meseleyi herkesin vicdanına bırakıyorum”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir