Azerbaycan’da yaşayan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Aytakın Gahramanov, bugüne kadar dünyada sadece 200 kişide görülen ve kulak kemiğini delebilecek kadar agresif büyüyen ‘endolenfatik kese tümörü’ ile 19 yaşında tanıştı! İç kulakta gelişen ve işitme kaybından yüz felcine kadar çok ciddi sorunlara yol açan kötü huylu tümör kısa sürede temizlenmezse genç kız hayatını kaybedecekti. Ancak tümör çok riskli bölgede yer almasının yanı sıra aşırı kanamaya meyilli olma özelliğine sahipti. Küçücük bir parçanın alındığı biyopsi işleminde bile yaklaşık 1,5 litre kan kaybettiren endolenfatik kese tümörüne, teşhisin konulduğu kendi ülkeleri Azerbaycan dahil olmak üzere, 10 farklı ülkedeki uzmanlardan şifa arayan aile hep aynı yanıtı aldı: “Tümör çok riskli bir yerde, kızınızı ameliyat edemeyiz.” Başvurdukları doktorların ameliyat kararı vermeye cesaret edemedikleri, bunun yerine radyoterapi ile küçültmeyi önerdikleri tümör için ameliyat kararını veren ise bir Türk doktoru oldu: Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yunus Aydın. Yaklaşık 5 ay içinde gerçekleştirilen 5 ameliyat ve zorlu tedavi sürecinin ardından günlük yaşantısına sorunsuz devam eden Aytakın Gahramanov, “İki yıldır rutin kontrollerim için ailemle birlikte düzenli olarak Türkiye’ye geliyorum. Çok şükür hastalığım nüks etmedi. Aylarca süren tedavi sürecinde Prof. Dr. Yunus Aydın başta olmak üzere, hekimler ve sağlık personelleri adeta ailem oldular.” diyor.
10 ülkeden olumsuz yanıt aldık!
“Kızım Aytakın kulak ağrısından yakınmaya başlayınca önce ne olduğunu anlayamadık” diyen 53 yaşındaki Hikmet Gahramanov, kendi ülkeleri Azerbaycan’da yapılan MR sonucunda iç kulakta gelişen kötü huylu tümör teşhisinin konulduğunu söylüyor. Hikmet Gahramanov, kızının Azerbaycan’da ameliyat edilemeyeceği söylenince zaman kaybetmeden 10 ülkeye başvurduklarını belirterek, “Almanya, Rusya, Ukrayna, İran, İngiltere bu ülkelerden bazıları. Tüm hekimler ‘tümör çok riskli bölgede, kızınız ameliyattan sağ çıkamayabilir, tümörü çıkaramayız’ dediler. Sonra Azerbaycan’da yaşayan bir Türk arkadaşımız vesilesiyle Prof. Dr. Yunus Aydın’dan haberdar olduk, raporları kendisine gönderdik. Tam da umudumuz tükenirken ‘Ameliyat çok riskli ama tümörü temizleyeceğim’ yanıtını alınca, dünyalar adeta bizim oldu” diyor. Müjdeli haberin gelmesinin ardından Aytakın’ın ailesi zaman kaybetmeden Acıbadem Fulya Hastanesi’ne başvuruyor.
Tümör beyin sapına baskı yapıyordu
Hastanede yapılan tetkikler sonucunda; kulağın arkasında ortaya çıkan ve hızla büyüyen tümörün çevresindeki kemiği bile delip beyincik ile beyin sapına doğru büyüdüğü tespit edildi. Prof. Dr. Yunus Aydın, beyin sapına her geçen gün daha fazla baskı yapan tümörün genç kızın yüzünün sol tarafında felce ve işitme kaybına neden olduğunu belirterek, “Tümör ameliyatla alınamadığı takdirde Aytakın Gahramanov muhtemelen birkaç ay içinde hayatını kaybedecekti” diyor. “Biyopsi yapılmadan tedavi sürecine karar veremeyecektik. Tümörün bulunduğu yer aşırı kanamaya meyilli olduğu için aldığımız tüm önlemlere rağmen, biyopsi amacıyla açtığımız ufacık yerden bile genç kızımız 1,5 litreye yakın kan kaybetti” diyen Prof. Dr. Yunus Aydın, teşhis konulmasının ardından ameliyat planlamalarının yapıldığını ve hem girişimsel radyoloji hem de Kulak, Burun ve Boğaz uzmanlarıyla yakından çalıştıklarını kaydediyor.
Dünya genelinde sadece 200 kişide görülmüş!
Aytakın’ın sol kulağının hemen arkasında ortaya çıkan ve kafatasının beşte biri büyüklüğüne ulaşan ‘endolenfatik kese tümörü’ için bugüne kadar dünya genelinde bildirilmiş sadece 200 hasta var. Prof. Dr. Yunus Aydın, “Literatüre baktığımızda, daha önce endolenfatik kese tümörünün ameliyat ile çıkarıldığı bir vaka olmadığını görüyoruz. Çok riskli bir tümör olması nedeniyle tedavi tümörün radyoterapi ile küçültülmesiyle sınırlı kalmış. Ameliyat olmasaydı sadece birkaç aylık ömrü kalmıştı genç kızımızın. Bu duruma kayıtsız kalamazdık” diyor.
5 ameliyat ve zorlu tedavi süreci
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yunus Aydın, yaklaşık 5 ay süren tedavi döneminde Aytakın Gahramanov’a 5 önemli ameliyat yapıldığını söylüyor. Prof. Dr. Yunus Aydın, yerleştiği bölge ve aşırı kanamaya meyilli olması nedeniyle çok riskli olarak tanımladıkları tümörü tümüyle temizlemenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, bu süreci şöyle anlatıyor: “Öncelikle girişimsel radyoloji yoluyla tümörü besleyen damarları tıkayarak işlev dışı bıraktık, böylece aşırı kanamayı mümkün olduğunca azaltmaya çalıştık. Bu uygulama her biri yaklaşık 8 saat süren 2 ayrı operasyonla yapıldı. Sonra asıl ameliyatı planladık ve 7-8 saatlik süreç sonunda tümörün tamamını temizledik. Tam sevinirken bir baktık ki Aytakın’ın kulağından bu kez beyin suyu geliyor. Tümör beyin zarını delmiş ve tüm bölgeyi harap etmiş. Tabi hemen uygun yöntemlerle müdahale ettik. Bu esnada enfeksiyon sonucu hidrosefali gelişti, onu tedavi ettik. Yaklaşık 5 ayda 5 ameliyat ve 15 gün süren yoğun bakım tedavisi sonrasında Aytakın taburcu oldu” Genç kızın tedavi sonrasında ailesiyle birlikte Azerbaycan’a döndüğünü söyleyen Prof. Dr. Yunus Aydın, “Aytakın düzenli olarak kontrollerine geliyor. Yüzündeki felç devam etse de çok şükür 2 yıldır herhangi bir nüks yaşamadı. Bundan sonra hayatına sağlıklı olarak devam edeceğini düşünüyoruz” diyor.
“Hedefim çocuk gelişimi uzmanı olmak”
Halen üniversitede çocuk gelişimi üçüncü sınıf öğrencisi olan Aytakın Gahramanov, gözleri dolarak anlattığı hikayesini şu sözlerle özetliyor: “Evet çok zor bir süreçti ama şimdi çok iyiyim. Anneme ve babama her şeyin iyi olacağını söyledim, kendim de o moralle geldim Türkiye’ye. Aileme ‘Korkmayın, sizi asla bırakmam. Hem ben daha okuyup çok iyi bir çocuk gelişimi uzmanı olacağım’ dedim. Ailem hep yanımda oldu, onlar olmadan yapamazdım. Ameliyatlardan da hiç korkmadım, tamamen hazırdım. Yunus hocaya da tüm Acıbadem ekibine de çok güvendim. Zaten artık bizim ailemiz gibi oldular. Rutin yaptırdığım kontrollerim çok şükür temiz çıkıyor, 2 yıldır bir sorun yaşamadım. Günlük hayatımda her şeyi yapabiliyorum”
“Kızımızı yeniden hayata bağladılar”
Hikmet Gahramanov, kızının tedavi sürecinde hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının yoğun ilgileriyle karşılaştıklarını söylüyor. Gahramanov, “Tedavi sürecinde, başta Prof. Dr. Yunus Aydın olmak üzere tüm uzmanların emekleri kızımı yeniden hayat bağladı” diyerek tek çocuğu Aytakın Gahramanov’a buruk bir sevinç ve mutlulukla sarılıyor. Ev hanımı olan anne Gülşen Gahramanov da tedavi sürecinde umutlarını hiç yitirmediklerini belirterek, “Kızımız savaşçı bir kişiliğe sahip, tedavi sürecinde bizi sürekli teselli etti. Onun azmi, doktorlar ve sağlık personellerinin yoğun emekleri sayesinde hayatına sorunsuz bir şekilde devam ediyor” diyerek sevincini dile getiriyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı