Gaziemir Belediyesi’nin, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, düzenlediği “Adalete Mum Yak” etkinliğine katınlar, Adalet Heykeli’nin önünde mum yakarak kadına yönelik şiddete “dur” dedi.
Gaziemir Belediyesi, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, kadınların adalet arayışına katkı koymak amacıyla “Adalete Mum Yak” etkinliği düzenledi. “Kadınların için için yanan sessiz çığlığını duyun” sloganıyla Abdullah Arda Meydanı’nda düzenlenen etkinlikte kadınlara yönelik şiddete dikkat çekildi. Etkinliğe katılanlar, Adalet Heykeli’nin önünde mum yakarak kadınlara yönelik şiddetin durdurulması, kadın cinayetlerinin aydınlatılması çağrısı yaptı.
Şiddet duyarsızlık nedeniyle büyüyor
Katılımcılarla birlikte mum yakarak adalet kadınların sesine ses olan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, “Son yıllarda artan bir şekilde Türkiye'de kadınlar farklı biçimlerde şiddete uğruyor, cinayete kurban gidiyor. Kadınlar ile erkeklerin aynı eğitim süreçlerinden geçmesinin önünde birçok engel olduğunu görüyoruz. Kız çocuklarının okula gitme oranlarındaki net düşüş, gelecek adına bizleri kaygılandırıyor. Ayrıca kadınlar, geleneksel kalıplar nedeniyle iş yaşamında ayrımcılık ve engellerle karşılaşıyor. Eğitim, iş gibi konularda kadınların ikinci plana itiliyor olması onları şiddetin ilk hedefi haline getiriyor. Kadına yönelik şiddet, bildik hüzünlü öyküler, geleneksel ön kabuller, toplumun ve devletin duyarsızlığı ile büyüyor” diye konuştu.
Kadınların yarısı şiddet görüyor
“Dünyada kadına yönelik şiddet, özellikle ekonomik, siyasal sorunlarla iç içe geçerek daha da artıyor” diyen Başkan Arda sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün dünya üzerinde yaşayan kadınların yarısı eşlerinden şiddet görüyor. Çin'de, yılda 1 milyon kız çocuğu doğar doğmaz öldürülüyor. Dünyada bu yolla kaybedilen kadın sayısı 40-50 milyonu buluyor. Uluslararası Göç Örgütü, her yıl 2 milyon kadının sınır ötesi kadın ticaretinde kullanıldığından bahsediyor. ABD'de, her 6 dakikada bir kadına tecavüz ediliyor. İngiltere'de, her 7 kadından biri, birlikte olduğu erkek tarafından tecavüze uğruyor. Fransa'da, her ay 6 kadın, aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor. Sadece Türkiye’de 2021 yılında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun verilerine göre 225 kadın cinayeti işlendi. 170 kadının ölümü de şüpheli… Adana’da, İstanbul’da, İzmir Gaziemir’de sokak ortasında, vahşice bıçaklanan kadınlar için, her gün eşi, babası, ağabeyi, sevgilisi tarafından darp edilen, işkenceye maruz kalan ve bizlerin sosyal medyadan sadece küçük cılız birer hüzünlü ses çıkartabildiğimiz kadınlar için, namus bahanesiyle toprağa teslim ettiğimiz yüzlerce sessiz kadın için bugün burada Adalete Mum Yakıyoruz. Kadınların için için yanan bu sessiz çığlığının çok uzaklardan duyulması için elimizden ne geliyorsa yapacağız.”
Yarınlar bizim olacak
“Ben her 25 Kasım’da bir düş görüyorum” diyerek sözlerine başlayan Kadın Haklarını Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Necmiye Ece Uncu, “Bıçakla, sokak ortasında canice öldürülen Başak Cengiz’in annesine sarıldığını görüyorum. Yemek soğuk olduğu için öldürülen Nihan’ın sevgi solu ailesiyle yemek yediğini görüyorum. İnternette tanıştığı kişi tarafından öldürülen Gamze’nin iş kadını olduğunu görüyorum. Annesine aşık olan amcası tarafından öldürülen küçük Leyla’nın ilkokul diploması aldığını görüyorum. 2020 yılında 410, 2021 yılında 353 kadının öldürüldüğü bu ülkede bir düş görüyorum. Ancak umutsuz değilim. Biz kadınlar birlik olup, haklarımızı öğrenmeli ve bir birimizin arkasında durmalıyız. El ele vermeli şaşan adalet terazisini düzeltmeli, şiddete karşı tüm gücümüzle bağırmalıyız. Yarınlar bizim olacak” diye konuştu.
Katillerimiz en yakınlarımız
Kadınların tarih boyunca yaşadıkları sıkıntılara, onların ikinci plana itildiklerini vurgulayan Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zübeyde Aksay şunları söyledi: “Bizler kendimizi bildik bileli yarım ve eksik bırakıldık. Görünmez olandık, evde kalandık. Bir gün inat ettik ve dışarı çıktık. Güneşi gördük. Ama kısa sürdü bu durum, bulutlar kapladı bir anda her yeri. Hayat denen karmaşanın içine daldık ama umduğumuzu bulamadık. Her daim sonuncu bırakıldık. Yaşamak hala bir lütuf bizim için. Henüz bir bebek ya da küçük bir kız çocuğu olmamız hiç bir şeyi değiştirmedi. Ağrı’daki Leyla 4, Giresun’daki İkra Nur 7, Mersin’deki Müslüm’e henüz 3 yaşındaydı. Katillerimiz ise en yakınlarımız; babamız, amcamız, dedemiz bazen de komşumuz. Engellerimizin, kısıtlamalarımızın yok olması, evimizde tek başımıza oturmamız, sokakta tek başımıza dolaşabilmemiz için tüm dünyanın tek cümleyle bize seslenmesini istiyorum: ‘Gece karanlıktan korkarsan bu kenti ateşe veririz.’
Hayatın her alanında olmalıyız
Kadınların sorunlarının çözülmesi için onların hayatın her aşamasında yer alması gerektiğine vurgu yapan Kadın Adayları Destekleme Derneği İzmir Şube Başkanı Banu Önkol da, “Biz Kadınlar hayatın her alanında özellikle toplumu ve bireyleri ilgilendiren seçim ve atama yoluyla tüm karar organlarında olmak zorundayız. Kadınlara yönelik ayrımcılığı, şiddeti sonlandırmak, hayatlarımızla ilgili kararları kendimiz verebilmek için hayatın tüm alanlarında varlık göstermek zorundayız. Kadına yönelik şiddete hayır demek zorunda bırakılmayacağımız bir hayat diliyorum” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı