İstanbul Halı İhracatçıları Birliği’nin (İHİB) organizasyonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın destekleriyle 6-9 Haziran arasında The Marmara Taksim’de gerçekleşecek konferans ve fuara dünyaca ünlü halı, kilim, dokuma uzmanları, sanat tarihçileri, akademisyenler ve koleksiyonerler katılacak. Konferans kapsamında paha biçilmez değerdeki halı, kilim ve dokumalardan oluşan sergiler de ziyaretçilerle buluşacak.
Diler: “ICOC Istanbul, halı ülkesi Türkiye için önemli bir fırsat”
Türkiye’deki organizasyonu üstlenen İstanbul Halı İhracatçıları Birliği’nin (İHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hayri Diler, Türk halı sektörünün, ihracatta en önemli sektörlerden olduğunu, şubat ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 98.2’lik bir artış gerçekleştirdiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz halı, kilim ve dokumayı ticari bir metadan çok resim ve heykel gibi birer sanat eseri olarak değerlendiriyoruz. Dokumacılık bu toprakların en büyük kültür hazinelerinden, ICOC İstanbul’da bütün dünyaya halı, kilim ve dokuma sanatının ana yurdunun Anadolu olduğunu bir kez daha göstermemiz ve geleneksel sanatımızı geleceğe aktarabilmemiz için büyük bir fırsat.”
Oruç: “Bu uluslararası zirvede dokuma geleneğinin geleceğini de konuşacağız”
İHİB Yönetim Kurulu Üyesi ve ICOC İstanbul Yerel Komite Başkanı Serra Oruçise, ICOC’un ilk kez geleceğe de bakacağının altını çizerek şunları söyledi:
“50 yıldır her dört yılda bir başka bir ülkede düzenlenen bu uluslararası konferansın en temel amacı; halı, kilim ve dokumada koleksiyonerlik bilincini geliştirmek; halı ve kilimlerin birer kültür ve sanat eseri olduğunu ortaya koymak. İstanbul’da yapılacak buluşmada ilk kez, geçmişten geleceğe bir zaman çizgisi benimseyerek yeni bir pencere aralamayı, dokuma geleneğinin geleceğini de konuşmak istiyoruz. Konferans bildirilerinin temel noktası dokuma geleneğinin geleceği olacak. Amaç, bu alanda eğitim gören öğrencilerin de motive edilmesi.”
İHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hayri Diler, sektör temsilcileri olarak halı, kilim ve dokumanın gerek kültür-sanattaki itibarını gerek ticaretteki payını artırmak için var güçleriyle çalıştıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Yüzyıllar boyu Anadolu’da üretilen halı, kilim, seccade ve dokumalar ticari olarak veya hediye olarak dünyaya dağılırken 1938’de Cumhuriyetimiz Ata’sını kaybedince pek çok alanda olduğu gibi halı, kilim, dokuma ticaretinde de boşluk olmuş. İşte o yıllarda Almanya halı ticaretini, İngiltere de bir dergi ile hem sanatsal boyutunu sahiplenmiş hem de koleksiyonerleri buluşturan önemli bir platform oluşturmuş.
Geçen yıla kadar her yıl, dünyanın bu alanda bütün dikkati Almanya’da düzenlenen fuara çevrilir ve ticaret o fuarda şekillenir hale gelmişti. Koleksiyonerler için de İngiltere’de yayımlanan ‘Halı Dergisi’ dikkatle takip edilir ve piyasa o dergide yer alan bilgilere göre şekillenir olagelmişti.
Biz Halı İhracatçıları Birliği olarak yıllarca piyasayı yeniden Anadolu topraklarına Türkiye’ye çevirmek için gayret ettik ve çok da güzel sonuçlar aldık. TÜYAP ve Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçılar Birliği (GAHİB) işbirliği ile İstanbul Fuar Merkezi’nde halı ve döşeme fuarı düzenlemeye başladık. Böylece Almanya’nın egemenliğini sarstık, ilgiyi Türkiye’ye çevirdik.”
İstanbul’da fuar merkezi eksik
Almanya-Hannover’da düzenlenen halı fuarının yılda ortalama 16-17 milyon Euro’luk bir gelir bıraktığına dikkat çeken Diler, “Üstelik Hannover İstanbulla kıyaslanamaz. Burada fuara katılanlar dışarı çıktıkları anda, tarihi mekanlarla, lezzetli yemeklerle, canlı bir kültür-sanat yaşamıyla karşılaşıyor. Daha ilk yıldan itibaren bizim İFM’de yaptığımız fuar dikkatleri Türkiye’ye çevirdi, Almanya Fuarı 17 salondan 3 salona döndü, bizim İFM’deki salon sayımızı da iki katına çıkarmamızı gerektirdi. Ancak, İstanbul’un merkezi, tarihi bir bölgede büyük bir fuar alanına ihtiyacı var” dedi.
Türkiye’de halı, kilim, dokuma sektörünün ticari yanını sektör birliklerinin üstlendiğini ancak sanatsal değerinin sahipsiz kaldığını belirten Diler, devletin ilgili kurumlarının desteğine ihtiyaç olduğunu söyledi.
İhracat rakamları
İHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hayri Diler’in verdiği bilgilere göre halı, kilim, dokuma ihracatı, Türkiye’nin toplam ihracatının %16,3’ünü oluşturuyor. Türkiye dünyanın en büyük ikinci halı tedarikçisi. 2023 yılında 178 ülkeye 2,75 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
Halı ihracatında en büyük pay %80’le makine halılarında, onu %17,7 ile Tufte halı, %1,9 ile el halısı takip ediyor. Halı ihracatının %30’u ABD ülkelerine, %29,9’u Ortadoğu ülkelerine, % 15,5’i Avrupa Birliği ülkelerine yapılıyor. ICOC dolayısıyla gündeme getirilmek istenen ve gerçek sahibinin Anadolu olduğuna dikkat çekilmek istenen el halıları ihracatında da %36,6 ile ABD, %21,6 ile Japonya ve %6 ile Çekya öne çıkıyor.
Diler, halı fuarının Almanya ekonomisine yaptığı katkıya dikkat çekerek, “Geçen yıl İFM’de yaptığımız fuarla ticari halılarda dikkatleri Türkiye-İstanbul’a çekmeye başladık, ICOC’la da hem koleksiyonerlere hitap edeceğiz hem de ülke ekonomisine, İstanbul’un turizm gelirlerine büyük katkı sağlayacağız”dedi.
Halı, kilim, dokuma da sanat eseridir
İHİB Yönetim Kurulu Üyesi ve ICOC İstanbul Komitesi Başkanı Serra Oruç da fuarın ticari katkılanın yanı sıra ülkelerdeki koleksiyonerlik bilincini de geliştirdiğini hatırlatarak şu bilgileri verdi:
“İki gün sürecek konferansın temaları, ‘Doğu Halıları Etütleri 2024’, ‘Halı Dokumacılığı ve Koleksiyonculuğun Geçmişi ve Geleceği’, ‘Tarihi Halılar ve Tekstiller’, ‘Çağdaş Sanat, Tasarım ve Yeni Üretim’ olarak belirlendi. Toplam bildiri sayısını da 20 ile sınırladık. Konferans ve Fuar kapsamında çok özel sergilerimiz de var.
Ana sergilerimizden biri Türk İslam Eserleri Müzesi’nde olacak. Müze koleksiyonundan 45 eser seçildi. Bu eserlerin 9 tanesinin restorasyonu yapılarak yeniden hayata kazandırılıyor. Çoğunluğu daha önce görülmemiş ve yayınlanmamış eserler. Buradaki sergimiz 8 Haziran’da açılacak ve 2 ay gezilebilecek. Türk İslam Eserleri Müzesi’nde yer alacak bir diğer sergi de doğu kilimleri ve giyilebilir dokumalar, dokuma-hat ve Osmanlı figürlerinin süslediği dekorasyon ürünlerinin ilk kez izleyiciyle buluşacağı Anas Al Akhoann özel koleksiyon sergisi.
İkinci ana sergi, Topkapı Sarayı’nda. Topkapı Sarayı, özellikle tekstil ve porselende dünyanın en değerli koleksiyonuna sahip. Dolmabahçe sergi salonunda düzenlenecek sergide saray koleksiyonlarından halı ve tekstiller ilk kez izleyiciyle buluşacak. Bu sergi de 1 ay gezilebilecek. Bu arada, Topkapı Sarayı’nda süren Elbise-i Hümayun Sergisi de ayrıca ziyaret edilebilecek.
Tophane-i Amire’de düzenlenecek sergi ise Türkiye’de özel koleksiyonların da en az devlet koleksiyonlarındaki kadar halı ve kilim zenginliğine sahip olduğunu ortaya çıkaracak. Bu sergide de aralarında Ziya Bozoğlu, Ali Rıza Tuna, Işıl Akbaygil, Peter Scholten, Thomass Herr, Tim Haye’in yer aldığı pek çok koleksiyonerden ödünç alınacak eserler sergilenecek.
Etkinlik kapsamında Vehbi Koç Vakfı Büyükdere Evi’nde Josephine Powell Anadolu Kilimleri Koleksiyonu Sergisi, Anna Laudel Galeri de Belkıs Balpınar Kişisel Sergisi yer alacak.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı