EGEV ve Özgencil Grup iş birliği ile düzenlenen 5. Ege Ekonomik Forum’un üçüncü günü saat 15:00’deki ‘Neolitik Çağ’dan Yeni Nesil Tarım Sistemlerine’ başlıklı ikinci oturumu Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç’ın moderatörlüğünde gerçekleşti.
ION Academy Kurucusu Ali Rıza Ersoy, İzmir Tarım Teknoloji Merkezi ve İzmir Ticaret Borsası Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü, Farmlabs Kurucu Ortak ve İcra Kurulu Başkanı Özgehan Özen, Feyz Çiftliği Sahibi Sencer Solakoğlu ve SmartMole’s Genel Müdürü Ömer Yuluğ yenilikçi tarım sistemlerini ve alternatif yaklaşımları anlattılar.
2015’lerdeki büyük organizasyonlarda artık Endüstri 4.0’ın motto olarak kullanılmaya başlanmasının ardından dünyadaki tüm sanayicilerin ve her iş kolundan uzmanların konuyu tartışmaya başladığını belirten ION Academy Kurucusu Ali Rıza Ersoy, “İmalat sanayisinin dijitalleşmesi yaşananların en basit tanımlanması. Ancak başarı o kadar hızlı geldi ki diğer sektörler ilgisiz kalamazlardı. Lojistikten sağlığa hatta sanata kadar –yani, heykel ve resimler yerine hologramların olduğu galeri ya da sergiler gibi, bir 4.0 akımından bahsediyoruz. Tarım da bu durumdan ayrı kalamazdı. 2010 yılların başında Hollanda, İsrail, Kanada gibi önde koşan ülkelerde yeşermeye başlayan dijitalleşme faaliyetleri, son yıllarda Agro 4.0 altında birleşti gibi görünüyor.” dedi.
Endüstri 4.0’ı tarifleyen 10 kadar teknoloji yani IoT, Büyük Veri ve Analizi, Artırılmış Gerçeklik gibi teknolojilerin tamamının fabrikalardaki üretimin olduğu shop floor yerine tarımda karşılık bulduğunu belirten Ersoy, “Yani toprak üstü ve toprak altı, su üstü ve su altı hayvancılık ile zirai yani bitkisel üretimde aynı teknolojileri kullanabileceğimizi fark ettik. Bir yandan da bu durum olmazsa olmaz noktasına geldi diyebiliriz. Çünkü iklim değişikliği de bu durumu tetikliyor. Küresel beslenme ve nüfus projeksiyonları ile iklim değişikliği gibi tehditlere karşı çözüm olarak tarım 4.0 sunulmuş durumda.” sözleri ile insanoğlunun karşılaştığı krizlerde gıda sorununun dijitalleşen bir tarım ile aşılmanın mümkün olabileceğini vurguladı.
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’nde Hedef Yerli Tarım Teknolojileri Geliştirmek
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi ve İzmir Ticaret Borsası’nda stratejik bir sektör olan tarım üzerinden sadece ticaret yapılmadığının altını çizen kurumun Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü “Tarımda vadeli işlemler diye başladığımız VOB, tekstile dönük pamuğun yetkili sınıflandırıcı laboratuvarı olan İzladaş, Elidaş gibi ve şimdilerde de İzmir Tarım Teknoloji Merkezi, Ege Gastronomi Merkezi gibi ve elektronik salon işlemlerine geçiş gibi hizmetleri hayata geçiriyoruz. Bu hizmetleri aslında ticarete konu olacak malların tedarik zincirleri ve değer zincirlerinin bir devamı gibi gördüğümüz için katma değer üretilebilmesi açısından sunuyoruz.” dedi. Güdücü, şöyle devam etti:
‘’Kurduğumuz teknoloji merkezi yeni girişim ve genç girişimcilerin farklı disiplinlere sahip olduğunu görüyoruz. Sadece ziraat mühendisleri değil, bilgisayar, elektronik, mekatronik mühendislerinin de yani, birçok alanda birçok kişinin tarım yatırım teknolojileri ve buna bağlı gıda, gıda işleme alanlarına yöneldiğini görüyoruz. Ama bir klasik teknopark değil, tematik bir teknoloji merkezinde, tematik alanda bunları yapabilecekleri bir merkezi kuruyoruz. Buradaki paydaşlarımız önemli. Çok farklı teknolojiye ev sahipliği yapıyoruz. Görüntü işlemeden gerçek zamanlı üretim takibine, maliyet düşürülmesinden sürdürülebilir kaynak kullanımına, drone’lardan sensörlere birçok araç ve farklı alan söz konusu. Bu birçok alanda aslında sıfırdan bir icat değil ama katma değerli o kadar çok şey var ki yapılabilecek. Yani bir cihazın üstüne yapılabilecek yazılımlardan, katma değer yaratacak süreçlere kadar… Biz bunları motive edecek bir merkezi hayal ettik. Tarım Bakanlığımız ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Yaşar Üniversitesi ve kent paydaşlarımızla önümüzdeki birkaç ay içinde şirketi kurup, faaliyete geçmek üzereyiz. Menemen’de, herkesin tarlaya ve tarıma ulaşabileceği bir alanda kuruyoruz. Özellikle bu işin akademi tarafını, sivil paydaşlarını, kamu paydaşlarını ve özel sektör paydaşlarını bir araya getiriyoruz.”
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’nde sunulacak hizmetlerin, gerçekleşecek süreçlerin, kullanılacak cihazların ve yazılımların Türkiye’de bir ithal ikamesi olmasını istediklerini belirten Güdücü, “İthal ettiğimiz malzemelere alternatif ürünler geliştirmeyi ve ileride bu ithal bağımlılığımızı mümkün olduğunca azaltarak bu teknolojilerin kullanılmasını istiyoruz. Ana hedef bu. Verim ve sürekliliğin sağlanması.” sözleri ile tarım teknolojileri alanında yerli teknoloji üretimi gerçekleştirmek istediklerinin altını çizdi.
Hassas Tarım, Tarımsal Uygulamalar Bütünüdür
Hassas tarımın; tarımsal üretim sürecinde toprak kalitesi ve üretkenliği artırırken, kullanılan su, ilaç ve gübre gibi girdilerin azaltılmasını amaçlayan stratejiler ve teknolojik araçların tamamını kapsayan çatı bir kavram olduğunu belirten Farmlabs Kurucu Ortak ve İcra Kurulu Başkanı Özgehan Özen, “Hassas tarım; günümüzde IoT, Büyük Veri, Yapay Zeka ve 5G gibi hızla gelişen teknolojilerinin tarımsal üretimle bütünleştirilerek kullanılması çerçevesinde, düşük maliyet, değişken girdi kullanımı, azami gelir hedefleyen ve çevre koruma ilkelerini göz önünde tutan tarımsal uygulamalar bütünüdür.” dedi.
Hassas tarımın, akıllı tarımın sahaya inmiş ve uygulamaya alınabilecek alt birimlerinden en önemlisi olduğunu belirten Özen, sözlerine şöyle devam etti:
“Hassas tarım teknolojilerini 3 başlıkta inceleyebiliriz; İzlemeye, yönetmeye ve uygulamaya yönelik teknolojiler. Hassas Tarım uygulamaları arasında en önemli uygulama tipi ise değişken oranlı uygulamalardır. Değişken oranlı uygulamalar, tarımsal üretim sürecinde kullanılan tohum, su, ilaç ve gübre gibi çok temel girdilerin 4D Kuralı ile uygulanması esasına dayanır; Doğru kaynak, doğru oran, doğru zaman ve doğru konum.”
Teknoloji ve Tarımın Birleşimi Gençleri Tarlaya Çekebilir
Tarımdaki ortalama yaşın artmasının sebepleri olduğunu, tarım ve teknoloji birleştiğinde gençlere çok heyecan verici, farklı bir alan açıldığını belirten Feyz Çiftliği Sahibi Sencer Solakoğlu, “Teknolojiyi kullandığınız zaman o kadar fazla güce ihtiyaç duymuyorsunuz. Ben tarımsal üretimde bu yıl 6 bin dönümlük araziyi yaklaşık 5 kişilik bir kadro ile çift ürün ekip çıkabilecek bir duruma geldim verimlilik perspektifinden. Personelin az olması veya çok nitelikli olmasından ziyade, eskisi gibi bel küreği ile tarlada çalışan çiftçi imajından biraz da bilgisayar başında çokça vakit geçiren bir çiftçi profiline doğru kayılması söz konusu. Bunu gençlerimize bu şekilde anlattığımızda merak uyandırıyoruz. Türkiye’nin geleceği için çok önemli.” dedi.
Hassas tarıma duydukları ihtiyacı “her şeyi kolaylaştırması, hataların sonraki sene nasıl önlenebileceğine dair elle tutulur veriler ortaya koyması” olarak tanımlayan Sencer şöyle devam etti:
“Ciddi bir üretimimiz var ancak hassas tarıma girince ufkumuz uluslararası alana açıldı. Şunu fark ettik: Mısır yetiştiriyoruz dekarda 1400 kg’lık verim ile. Araştırınca karşımızda aynı alanda 3 bin 300 kg’lık verim çıktı. Aynı alandan, yıllardır ve sürdürülebilir bir biçimde elde edilen bu verim farkının üzerine kafa yorunca nasıl yapılabileceğini buluyorsunuz.”
Çiftçilerin hedef koymanın önemli sorunlar arasında yer aldığını belirten Sencer, neyin mümkün olduğu ile ilgili çiftçilerle iletişim kurulmamasının da önemli bir sorun olduğu tespitini paylaşıyor. Doğru iletişimin kurulması, doğru anlatımlarla tarımda teknolojiye olan ilginin inanılmaz bir hızla büyüyeceğini tahmin eden Sencer, diğer sorunları ise zamanlama, ekipman seçimi, traktör seçimi ile ölçme değerlendirme olarak paylaşıyor.
Nitrat Kirliliği: Suyun Bilinçsiz Kullanımının Yol Açtığı, Geri Dönülmesi Mümkün Olmayan Bir Sonuç
Sürdürülebilir tarımın olmazsa olmazının su tasarrufu yapmak olduğunu vurgulayan SmartMole’s Genel Müdürü Ömer Yuluğ, “Diğer taraftan fazla kullanılan su yer altı sularına karışarak topraktaki bütün mineralleri yıkayıp bütün gübreleri, sentetik gübreleri yıkayarak, yer altı sularına karışıyor. Nitrat kirliliği dediğimiz bu durumun tersine çevrilmesi ya da bu suyun artırılması neredeyse mümkün değil.” sözleri ile sulama konusunda atılması gereken geliştirici, dönüştürücü ve bilinçli adımların önleyeceği süreçlere dikkat çekti.
Bu sürecin kendilerini Endüstri 5.0 kavramını araştırmaya ittiğini belirten Yuluğ, sözlerine şöyle devam etti:
“Endüstri 5.0 toplum odaklı insansız teknolojiler olarak özetleniyor kısaca. Aslında şöyle diyebiliyoruz; Toplum 5.0 ya da süper akıllı toplum, dijitalleşen ve yapay zekanın toplumsal yaşamdaki etkilerinin her yönüyle etkilendiği, insanların, makineler ve robotlarla ilişkisinin en verimli biçimde sağlandığı, büyüme ve kalkınmayı amaçlayan bir toplum modelinden bahsediyor. Bu süreçte siber fiziksel sistemlerin yaratılması, Japonya merkezli Endüstri 5.0 akımının özümsenmesi oldukça önemli.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı